Gördüğüm rüyalar o kadar "fucked up" ki anlatamam.
Allahım nasıl bir karanlık, melankolik, boğucu...
Hadi sadece melankolik olsa neyse.
Melankolide bir güzellik bulurum.
Ama o kadar boğucu ve karamsarlar ki beni uyanınca bile etkliyebiliyorlar.
Benim rüyalarım bilinçaltımdan kalanlar, ama genelde kaçtığım, kafamdan atmaya çalıştıklarımla ilgili.
Pis sağlık durumları, boğucu mekanlar, az ışık, dehşet, felç, özür...bu tarz şeyler.
Bir gün rüyamda tamamen tüm kolları ve bacakları kesilmiş bir şekilde görmüştüm kendimi.
Bana dert oldu ve korkuttu ama sonra hatırladım...
Tumblrda böyle bir post görmüştüm. Bir anlığına,ha.
Sikerim böyle siteyi dedim ve artık kendi eklediğim postlardan başka kimseyi ne takip ediyorum ne de sitemin adresini falan yazıyorum, oradakiler bana yeter ve huzur veriyor...
Diğer bir gün ise, karanlık sisli pis mavinin hakim olduğunu gri bir şehirde arabanın içindeyim ve yol boyu kaldırımlara baktığımda görebildiğim tek şey poşetlerin içinde ki insan bağırsaklarıydı.( Büyük ihtimal, tam olarak hatırlayamasam da, beynimin böyle algılamış olduğunu düşünüyorum.)
Ve daha ne kadar var...
Rüyalarımı kaydetsem güzel bir korku filmi senaryosu yazabilirdim.
Ama kafamın kaldıracağı şeyler değil bunlar artık.
Yukarıda saydığım şeyleri bir yerde görsem ya da duymakta olacağımı anlasam hemen uzaklaşırım.
Az ışıktan nefret ederim ve beni çok boğar bu yüzden gün biraz aydınlandığında uyumak tercihim...
Bugünde böyle bir rüya gördüm...
Banyoda tanıdığım insanlar ama felçi ve acınası halde, o iğrenç az sarı ışık, kapalı pis ve küçük bir alan...
Sonra düşündüm, ben ve boy takıntım.
Ben sana hayır boyumu umursamıyorum desem benim içim bunu söylemiyor, ben n'apıyım?
Ben güzelliğe ve estetiğe canımı veren bir insanım.
Ben resim yapıyorum ve bunlar sadece estetikten ibarettir.
Teknikten nefret ederim ve bir mesaj verilme gereksinimini sevmem.
Sanat ve resim benim için estetiktir.
Ama sanat çok görecelidir ve herkesin bu konuda farklı bir alt yapısı vardır.
Ve çok gariptir benim boy takıntım diğer insanlara bu konuda daha farklı, daha düşünceli bakmaya itti.
Hala seviyor muyum kısa boyu yada bunun estetiğini?
Hayır, ama kısa boylu ve yetenekli bir insan gördüğümde (illa ki gözüme çarpar, bunla yatıp, kalkıyorum.) O insan gözümde biraz daha büyüyor.Hadi yine iyisin, kısa. Smiley face.
Ben çift standartlıyım bu konuda.
Ama bu benim için önemlidir, ve kimsenin karışma hakkı yok.
Bazen gezerken görüyorum, bazı düşüncesizler insanların güzel olma anlayışını kavrayamıyorlar.
Anlamıyorlar, "engelsiz ya da özürsüz" olmayı insanların kendileri için yaptığı bir jest zannedip, şükr etmelerini istiyorlar sanırım. Çelişkili.Hiç kimsenin buna şükr etmediğini sanmam, ben hep ederim, -çünkü korkularım vardır..- Ama senin hiç bir sorunun yok diye , öküz gibi yiyip, kendine bakmaman mı gerekir?
Kusursuz ise vücudun varsa -ki hiç kimsenin yoktur - bu olayı daha ileriye götürmek değil mi bir kadının amacı?
Biraz can sıkıcı.
Ben herhangi bir sağlık sorunum olmadığı için elbette çok mutluyum.
Ama sadece bunun için mutluyum ben.
Bu benim sosyal hayatımda mutlu olmaya, tüm dertlerimden arınmama, depresyonum ve psikolojik sorunlarımı yenmeme yetmiyor.
Maalesef yetmiyor.
Aynaya baktığımda güzel bir şey göremiyorsam bu bana yetmiyor.
Hergün ciddi ciddi ölümü düşünüyorsam, aylarca evden çıkamıyorsam, beni sevdiği için arayıp soran hiç kimse yoksa,elimde kalan tek şey hayallerimse ve,
Özür dilerim eğer doyumsuzluk yapıyorsam, ama yetmiyor.

"I couldn't understand it. I couldn't believe there were Pokémon that liked people.
Because, up until that moment, I'd never known a Pokémon like that. The longer my journey continued, the more unsure I became. All I kept meeting were Pokémon
and people who communicated with one another and helped one another. That was why I needed to confirm my beliefs by battling with you. I wanted to confront you
hero-to-hero. I needed that more than anything." Insert your narcissistic description of yourself here.
facebook twitter tumblr
email formspring livejournal