Sevişmemiş bir insana göre fazla uzun boylu fantazilerim var.
Ama geneli sevdiğim kişiyle.
Daha ucu kaçmış olanlarda var ama onlar sadece uyarılmak için.
Çok nadir.
Ben anlatamıyorum kafamda ki, anlatmak istemiyorum çünkü utanıyorum.
Çoğu zaman içimden ruh ikimizi bulduğumu düşünüyorum.
Ama işte, ama.
Olmuyor.
Karşılıklı değilse ruh ikizini bulsan n'olur?
Yine düşünüyorum, bir yere varamasamda kafamda bu olgunun büyük bir yeri var.
Sonuna kadar inanıyorum yani, aslında.
Yine de kafamda ilişkide ki adam olamayabilir gerçek hayatta, orasına kafam eriyor hala.
Ama yine de vazgeçemiyorum, bu güzel görüntüden.
Çünkü, inanılmaz.
Benim bu küçük,depresif,monotondan öte hayatım için mucize kadar değerli..
Ama mucize değil, güzel yanı o.
Yaşadığını biliyorum, ulaşılmayan bir yerde olduğunu biliyorum.
Ve en önemlisi, eğer ona ulaşırsam onun "o" olduğunu biliyor oluyorum.
Benim gibi, arkadaşı olmayan, hayatın çok yıprattığı, kimsenin kitabında pozitif sayfalarda yeri olmayan birisi neden bu hayali çok ister bilmiyorum, yani anlıyorum, heyecan verici, çok güzel ama daha önce kendine önem vermesi gerekir. Arkadaş edinmeye, güzel görünmeye çalışır.
Gerçi çok denedim.
Hiç başarılı sonuç alamadım.
Konuşmayı denedim.
Ve bir gece artık denemeyeğime söz verdim.
Ve çok rahattım.
Çünkü daha fazla yorulmayacaktım.
O gün bugündür dediğimi yapıyorum.
Eğer bugün intiharı düşünüyorsam değişen bir şey olmassa bunu da eyleme dökebilirim.
Bu bir tehdit,blöf değil.
Kendim için.
Elbette bir şeylerin değişmesinin yanındayım.
Ama çok bekledim, olmayacağını da biliyorum.
Bir zamanlar çok sevdiğim animenin en sevdiğim karakteri geliyor aklıma;
illüzyonumun içinde yaşıyorum, o şekilde yıllardır intiharı düşünmeden, umutları yukarıda tutarak,kendimi savunarak hayatta kaldım.
Her dışarı çıktığımda dünyam yıkıldı.
Çok iğrenç şeyler yaşadım içimde.
Sadece yaşadığım yerler bile iğrenç geliyor.
Hiç bir şekilde bir daha uğramak istemeyeceğim yerler var.
En başında bu şehir olsa bile, en azından yaşadığım yer şu an güzel.
Denize bu kadar yakın olabildiğim bir yer kötü olamaz.
Öyle ki, denize nerdeyse sıfır evlerin inşaatları bitti, ve ben orada yaşamayı çok istiyorum .
Ölçsen 50 m yok benim evim ve orası arasında.
Ama denize sıfır.
Cama gideceksin ve sadece denizi, içinde ki gemileri ve akşam onları ışıklarını göreceksin.
Hayatımın hayali değil ama daha güzel yaşadığım apartmandan.
Ya, hemde en üst katı dubleks oraya çıkıp orada zaman geçirmek, denizi izlemek..................
Ben hep özendim dubleks evlere, öyle tek başına değilde, apartmanın en üst katında bulunanlara.
Bizim eski evimizde en üst kattı ama üstü kat değildi, sadece terastı.
Bu şekilde tek yararı ızgara ve kiler görevi gören kocaman bir boş alan.......
Halbu ki ne kadar güzel bir şekilde kullanılabilirdi.
Gerçi önümüze dikilen binayla birlikte tüm manzara gidip binalar yığınının arasında kaldığımızdan bir önemi olmayacaktı.
Neyse.

"I couldn't understand it. I couldn't believe there were Pokémon that liked people.
Because, up until that moment, I'd never known a Pokémon like that. The longer my journey continued, the more unsure I became. All I kept meeting were Pokémon
and people who communicated with one another and helped one another. That was why I needed to confirm my beliefs by battling with you. I wanted to confront you
hero-to-hero. I needed that more than anything." Insert your narcissistic description of yourself here.
facebook twitter tumblr
email formspring livejournal