Çoğu zaman evden çıkmayarak ne kadar da doğru seçimler yaptığımı anlıyorum. Normal bir insan gibi yaşasaydım, şu an burada olmazdım. Her ne kadar seçimim yaşamaktan olsada, dayanamazdım.
Ben güçlü bir insanım en hassas noktama dokunmadığın sürece.
Gücüm bazen, asla ve asla ulaşamayacağım şeye uzanmamamdan geliyor ya da istediğim şeyi eğer mümkünsen illa ki başarıyor olmamdan geliyor olabilir.
Ama bir kaç yıl önce boy kanserine yakalandım ve kafamdan atamıyorum.
Dediğim gibi, normalde mümkünatı olmayan şeyleri istemem, istesem de çok sallamam.
Ama dayanamıyorum gördüğüm zaman.
Bir programda görmüştüm.
Üstlerinde son derece basic kıyafetler vardı ve çoğu da güzel değildi. Ama vücutları çok rahat görünüyordu.
Ben vücuduma sığamıyorum.
Rahat değilim bu vücutta.
Hayattan ve Tanrı'dan ölesiye nefret edebilirim bana bunu bu derece obssesif şekilde istememi sağladıkları için.
Hayatta gerçekte istediğim iki şey var.
Sadece iki.
İstediğim boyda olmak ikincisi.
Çünkü biliyorum öyle iğrenç bir insanım ki, uzun olsam bile çok büyük bir olasılıkla hala mutsuz kalabilirim.
Ama isteklerimin biri fiziksel diğeri psikolojik açlık için
O yüzden ikisi birbirinden çok uzak iki istek.
Bazen kendime yaptığım işkence yüzünden zaten çok yaşamayacağımı düşünüyorum.
Ama bu çok mantıksız.
Ha, iki tane onlarla yaşamak istediğim şey.
Yoksa, vardır bir kaç tane daha.
Dürüstlük.

"I couldn't understand it. I couldn't believe there were Pokémon that liked people.
Because, up until that moment, I'd never known a Pokémon like that. The longer my journey continued, the more unsure I became. All I kept meeting were Pokémon
and people who communicated with one another and helped one another. That was why I needed to confirm my beliefs by battling with you. I wanted to confront you
hero-to-hero. I needed that more than anything." Insert your narcissistic description of yourself here.
facebook twitter tumblr
email formspring livejournal