Crystal Castles'i ilk keşfettiğim zamanlar gibi coşmak istiyorum hayatta.
Oysa onları bulduğumda tek yaptığım odamda sabahtan akşama kadar onları dinleyip dans etmekti.
Ve onların bir havası vardı.
Onlar bana uyuşturucuyu anımsattılar hep.
Hep bir umursamamazlık, özgürlük, dans, partiler, melankoli ve daha kelimelerle anlatılamayacak bir sürü his barındırıyordu.
Gökyüzünün her renginin ayrı güzel olduğu gibiydiler benim için ve onları çok uzun zamandır çok severek dinliyorum.
Ama onları ilk bulduğumda yalnızdım ve küçüktüm.
Aslında sadece yalnızdım.
Şimdi düşünüyorum da, bu kadar güzel bir grubu keşke yanımda güzel bir insan varken keşfetseymişim, alabileceğım zevki tahmin edemiyorum.
Albümlerinin dışında Mother KnowsBest diye bir şarkıları vardır resmen beni azdırmıştı sözleri gereği, hiç unutmuyorum. Aynı etkiyi yapan birde Sick var Salem'den, bakalım başka olucak mı asdjl
2011'de bulmuştum ilk Tumblr'ı. Hayatımın en güzel şeyiydi o salak, sikik site biliyor musun.
O resimler, o hayatımda hiç görmediğim kadar özgün şeyler. O anları o kadar güzel hatırlıyorum ki, üzücü yanı küçük güzel bir kırıntısı bile kalmadı artık sitenin.
Effy'i ilk orada gördüm ve bu kız ne kadar güzel böyle deyip resmini çizmiştim az zaman önce, Tumblr'a üye olmadan. Tabii ki o zaman bir dizi karakteri olduğunu bilmiyordum. 14 yaşında ki bir kız olarak çok şey öğrendim bu zamana kadar. Hayatımda Tumblr olmasaydı çok şey kaybetmezdim ama yine de çok şey öğrendiğimi inkar edemem, özellikle İngilizce...O site olmasaydı kesinlikle bu seviyeye gelemezdim.Hala şu an bile, sabahtan akşamını internette geçiren bir insan olarak hayatımda gördüğüm en güzel resimler bu siteden bulduklarımdır.Müzik zevkimin tabanı bu sitedir,zevklerimin,estetik anlayışımın.Joy Division, Crystal Castles,Placebo...Hayatın benim kitabımdaki anlamı ve benim, hayat nasıl yaşanmalıdır sorusuna olan cevaplarımın geldiği yer burasıdır. Ama aynı zamanda en büyük takıntılarımın babası da bu sitedir.Yani, bu site milatım desem eminim abartı duracaktır ama gerçekten öyle.
Özellikle o iki şey bakımından.
Değer miydi yılları abuk subuk takıntılarla geçirmeye sırf kaliteli bir insan olmak uğruna?
Ama sorunun bu olduğunu bile düşünmüyorum, aslında bir kaçışım var mıydı merak ediyorum.
2011'i özlüyorum.
O zamanlarda ki isteğimi ve yeni şeyler keşfetmenin hala bana heyecan yaşatabilmesini özlüyorum.
Heyecan duygusunu özlüyorum.
Duygularımı özlüyorum.

"I couldn't understand it. I couldn't believe there were Pokémon that liked people.
Because, up until that moment, I'd never known a Pokémon like that. The longer my journey continued, the more unsure I became. All I kept meeting were Pokémon
and people who communicated with one another and helped one another. That was why I needed to confirm my beliefs by battling with you. I wanted to confront you
hero-to-hero. I needed that more than anything." Insert your narcissistic description of yourself here.
facebook twitter tumblr
email formspring livejournal