Edebiyat ruhu olan insanları kıskanıyorum.
Kendini bir psikoza kurban gitmeden anlatabilen insanları seviyorum.
Benden güzel çizim yapanları kıskanıyorum.
Güzel bir enstrüman çalabilenleri kıskanıyorum.
Benden güzel olanları kıskanıyorum.
Benden uzun olanları kıskanıyorum.
Benden zayıf olanları kıskanıyorum.
Benden daha güzel saçlara sahip olanları kıskanıyorum.
Benden daha güzel şehirlerde yaşayanları kıskanıyorum.
Gece dışarı çıkıp eğlenebilen insanları kıskanıyorum.
Sevişebilen insanları kıskanıyorum.
Mental problemleri olmayan insanları kıskanıyorum.
Kendilerini ifade edebilen insanları kıskanıyorum.
Eski beni kıskanıyorum.
Onları ciğerine kadar tanıyan insanlara sahip insanları kıskanıyorum.
Sosyal burçları kıskanıyorum.
Stresten habersiz yaşayan insanları kıskanıyorum.
Yaşam dolu hayatlarını anlattığı blogları olan insanları kıskanıyorum.
İnternet arkadaşları olan insanları kıskanıyorum.
Arkadaşları olan insanları kıskanıyorum.
WOAAOOOOARRRRRRRRG diye haykırabilen Anders Friden'i kıskanıyorum.
Duygulara sahip insanları kıskanıyorum.
Depresyonun ne demek olduğunu bilmeyen insanları kıskanıyorum.
Üzüldüğünde ağlayan, mutlu olduğunda sevinen insanları kıskanıyorum.
Aklına bir şey geldiğinde, söyleyebileni kıskanıyorum.
2011'i kıskanıyorum.
Klüblerde çılgınca dans edebilen insanları kıskanıyorum.
Sevdiği grupların konserlerine giden insanları kıskanıyorum.
Sevebilen insanları kıskanıyorum.
Bir zamanlar masmavi gözlü lider ruhlu olan küçük kızı kıskanıyorum.
"I couldn't understand it. I couldn't believe there were Pokémon that liked people.
Because, up until that moment, I'd never known a Pokémon like that. The longer my journey continued, the more unsure I became. All I kept meeting were Pokémon
and people who communicated with one another and helped one another. That was why I needed to confirm my beliefs by battling with you. I wanted to confront you
hero-to-hero. I needed that more than anything." Insert your narcissistic description of yourself here.
facebook twitter tumblr
email formspring livejournal