Etiketler: adidas, moda, polyvore, style, Tee and Cake, Valentino
Etiketler: backgrounds, beauty, beauty products, eyes, filler, fillers, icons, images, lip makeup, lips, lipstick, makeup, photos, pics, pictures, pictures., polyvore, red lip makeup, red lipstick, white
Rüyalarımda kendimi hep "kızlar" tarafından kabullenememiş olarak görüyorum.
Bunun sebebini tam olarak bilmiyorum aslında.
Ben hayatımda hiç kızlardan korkmadım.
Ama sevdiğim şeylerden dolayı, hareketlerimden dolayı dalga geçildiğim, "dışlandığım" çok oldu.
Bu rüyalardan sonra içimde "Diğer kızlar gibi olamama" korkusu olduğunu farkettim.
Onlardan hep bir şekilde farklı olacaktım.
Ya da hep suskun lonerı oynadığım için onlar tarafından kabul görmeyecektim.
Ama aslında bunların geride kaldığını düşünürdüm.
Çünkü şimdi stone cold'um, bir hareket yapanın ardında bırakmam.
Yani, benim düşündüğüm buydu.
Ama insanlar kendilerine çok yalan söyler.
Kendilerini kandırırlar daha iyi hissetmek için.
Eğer bunun hakkkında bir sürü rüya gördüysem eminim içimde bir yerlerde hala böyle bir korku, endişe var.
Bir haftadan uzun süredir diyet yapıyorum ve bu son günlerde neredeyse hiç birşey yemedim. Dün mesela, iki muz iki ya da üç bardak ayran içtim tüm gün ve su. Sabah da 6 gibi uyudum yani. Fazla mesai gibi.
Bu yüzden sanırım. Rüyamda hamburger yediğimi gördüm.
Ama olay bu değil.
Ben hamburger yerken birden garson kızla ve o restorandaki insanlarla(hepsi kızdı sanınrım.) laf dalaşına giriyorum ,tam hatırlamıyorum burada n'oldu aslında.Ve garson kız bana tavır alıyor. Herkes bana beni orada istemiyorlarmış gibi bakıyor ve ben animeden fırlamış bir eda olan hamburgerim ağzımda umursamadığımı belirten bir gülümsemeyle sırt çantamı alıp, merdivenlerden inip gidiyorum.
Bir keresinde de, Miss Turkey(?!) çekimlerindeyim. Baya geç olmuş, ama çekimler, daha tamamlanmamış bir binada(hatta inşaat) ve ben geç kalıyorum. Sıraya giriyorum diğer kızların arkasında, kızlar bakışlarını bana dikiyorlar. Sonra arkadan biri beni çağırıyor kızlardan daha büyük, giyeceğim elbisemi veriyor,benimle konuşuyor.Elbiseyi falan deniyorum buda burada bitiyor.
Bunun gibi bir kaç tane daha var.
Kendi yaşımda ki kızlarla halledemediğim bir hesabım var benim bile ne olduğunu bilmediğim.
Ve bu beni biraz rahatsız etmeye başladı.
Herneyse.
Eğer rüyanızdan hemen sonra uyanırsanız,onu sanki rüyadaymışçasına devam ettirebilirsiniz!
Demek istediğim hayal gücünüzü kullanmanız değil, ilk saniyeler sanki rüyadaymışçasına hissettiriyor, ve rüyalar,hayallerden farklı hissettirirler.
İyi şeyler için kullanın bunu.
Bu sabah benim yaptığım gibi.
Aslında pekte iyi değildi...
Sadece zevk ayrımı diyelim.
Edebiyat ruhu olan insanları kıskanıyorum.
Kendini bir psikoza kurban gitmeden anlatabilen insanları seviyorum.
Benden güzel çizim yapanları kıskanıyorum.
Güzel bir enstrüman çalabilenleri kıskanıyorum.
Benden güzel olanları kıskanıyorum.
Benden uzun olanları kıskanıyorum.
Benden zayıf olanları kıskanıyorum.
Benden daha güzel saçlara sahip olanları kıskanıyorum.
Benden daha güzel şehirlerde yaşayanları kıskanıyorum.
Gece dışarı çıkıp eğlenebilen insanları kıskanıyorum.
Sevişebilen insanları kıskanıyorum.
Mental problemleri olmayan insanları kıskanıyorum.
Kendilerini ifade edebilen insanları kıskanıyorum.
Eski beni kıskanıyorum.
Onları ciğerine kadar tanıyan insanlara sahip insanları kıskanıyorum.
Sosyal burçları kıskanıyorum.
Stresten habersiz yaşayan insanları kıskanıyorum.
Yaşam dolu hayatlarını anlattığı blogları olan insanları kıskanıyorum.
İnternet arkadaşları olan insanları kıskanıyorum.
Arkadaşları olan insanları kıskanıyorum.
WOAAOOOOARRRRRRRRG diye haykırabilen Anders Friden'i kıskanıyorum.
Duygulara sahip insanları kıskanıyorum.
Depresyonun ne demek olduğunu bilmeyen insanları kıskanıyorum.
Üzüldüğünde ağlayan, mutlu olduğunda sevinen insanları kıskanıyorum.
Aklına bir şey geldiğinde, söyleyebileni kıskanıyorum.
2011'i kıskanıyorum.
Klüblerde çılgınca dans edebilen insanları kıskanıyorum.
Sevdiği grupların konserlerine giden insanları kıskanıyorum.
Sevebilen insanları kıskanıyorum.
Bir zamanlar masmavi gözlü lider ruhlu olan küçük kızı kıskanıyorum.
Müzikler;
Netsky - Everyday
T.M. Revoulition - Resonance
The Bloodhound Gang - The Bad Touch / Remix
Eluveitie - Quoth The Raven
Skream ft. Sam Frank - Anticipate (Netsky Remix)
In Flames - Crawl Through Knives
A$AP Rocky - Fuckin' Problems
Skrillex - Scary Monsters And Nice Sprites / Remix
miwa - ChAngE
YUI - LIFE
Aphex Twin - Come To Daddy
Parkway Drive - Carrion
Netsky - Nobody's Perfect
UVERworld - D-technolife
Hatsune Miku - Love Is War
GUMI - Our 16bit Warz
t.A.T.u - Not Gonna Get Us
M83 - Midnight City
Sea Oleena - Milk
Swedish House Mafia - One
Above & Beyond (Seven Lions Remix) - You Got To Go
Memro - Trick Of The Tail
DyE - Fantasy
Unicorn Kid - Dream catcher
Lady Gaga - Poker Face
Sneaker Pimps - 6 Underground
The GazettE - Reila
Ayabie - THEME
Blackmill - Rain
B-Complex - Beautiful Lies
Netsky - Iron Heart
Kajiura Yuki - Salva Nos
Detektivbryan - 054
Crystal Fighters - With You
Helloween - If I Could Fly
CRIM3S - FADE
...ve dahası. Bunlar benim sevdiğim şarkılar değil. Bana yaşadığım güzel zamanları çağrıştıran şarkılar.Ve şarkıların adı bile o zamanlara gitmemi sağlıyor çoğu zaman.Çoğu en az 3 yıl öncesinden son yıllardan hiçbirini almadım bana güzel herhangi bir şeyi çağrıştırmadığı için. Daha var, ama hepsinin yazabilmem imkansız.
Bu aralar Bleach izliyorum...
Aslında ne kadar izliyorum denilebilir bilmiyorum...
Çoğu bölümü atlıyorum.
Canım sıkıldı gene.
Bundan baya bir zaman önce zaten izliyordum Bleach'i.
Yani şu an izlediğim bölümleri aslında izlemiştim daha önce ama çok büyük olaylar dışında pek bir şey hatırlamıyorum.
Bazı şeyler baya baya ilk defa izliyormuşumcasına sürpriz oluyor.
İlk ss arc'da Ichi bankaisini yapmadan düşünmüştüm ki, benim zampakutou'm olsa nasıl bir şey olur diye.
Sonra kesin ipince simsiyah bir şey olur dedim içimden.
Sonra İchigo'nun bankai gördüm.OHA dedim.Bankai'mi çaldın şerefsiz :ı
dasfdkşlşis.
Neyse ki ben onu aslında normal zampakutou şekli olarak düşünmüştüm , bankai olarak grim reaper olmayı düşünüyorum. Seksi,ne?
Neyse.
Öf.
Aslında bu yazının yüksek enerji içermesi gerekiyordu.
Böyle bu moddayken olmuyor.
MAL'da kapalı zaten amk, of.
...
Bu animeyi izlerken, aynı zamanda o zamanlar deli gibi In Flames dinliyordum.
Sonra Ulquiorra'nın themeinin In Flames - Moonshield olduğunu görünce ağzım bir karış açık kalmıştı.Hayır ne alaka? Japon animesi ve death metal demiştim...
Ama Moonshield'ı ulquiorra'dan önce biliyormuydum onu hatırlamıyorum işte.
Hatırladığım bir şey varsa, ölümünden sonra hollow bir ruh halinde o şarkıyı dinliyordum.
Çok dull, çok anlamsız olmuştu bir anda herşey.
Bunu daha önce L'de hissetmiştim.
Çok garip bir şey oluyor bana sevdiğim karakter ölünce.
Sadece birini sevince bile.
Şu an da izliyorum, ama öleceğini bildiğim için bir garibim yani.
İşin garibi 4 yılda benim hayatım tayah oldu.
Ama bu hala aynı.
Hala aynı hissediyorum.
Bazı şeylere fazla anlam yüklüyorum.
Bazen çok ciddiyim.
Bunları sevmiyorum.
Ama bir şey var ki;
Şu an üzgünüm ama bu güzel bir üzüntü.
Depresif bir üzüntü değil.
Butters "sevgilisi" onu terk ettikten sonra kaldırımda ağlarken Stan yanına gelip, "hayattan nefret ediyorsan bize katıl, mezarlıkta şiir yazarız, habire hayatın ne kadar kötü olduğundan bahsederiz" demişti bir bölümde.
Butters'da "Sağol stan, ama böyle iyiyim. Şu an üzgünüm ama, bilirsin ya, bu bana yaşadığımı hissettirdi, her zaman hayatın ne kadar berbat olduğundan bahseden ibne bir goth olacağıma, ağlak bir amcık olurum daha iyi." demişti.
Bazıları için hiç bir anlam ifade etmez ama ben her kelimesine kadar anlıyorum burada ne geçiyor.
Bunu en kolay anlatmanın yolu, eğer üzgünseniz insanlar yanınıza gelir ve sorar " iyi misin?" diye.
Ama eğer depresyondaysanız insanlar neden böyle davrandığınızı anlamazlar, ya da sizi öyle gördüktelerinden hep, umursamazlar.
Depresyon, duygusuzdur.
Üzüntü, bir duygu içerir.
Ve kaybolur.
Ama depresyon kaybolmaz.
Hep bir fırsat kollar su yüzüne çıkmak için.
Ben şu an üzgün hissediyorum ama bir sebebi var en azından.
Ve bu üzüntü en fazla 2 3 sürecek.
En fazla.
Sonra tekrar depresyonuma devam edeceğim.
Bu da benim hayatım işte.
Bu resmi masaüstüne aldım. Çünkü önemli.
4 yıl önce ameliyat olmak zorunda kaldım bir sağlık sorunu yüzünden 14 yaşındaydım.Ameliyat olmadan boyumu ölçtüler. 162 çıktı.
Sonraki yıl tekrar ölçtürdüm diyetisyende, 15 yaşında iken yine 162 çıktı.
3 yıl geçti en son boy ölçtürdüğümden beri.
18 yaşındayım şu an.
Bunu düşünceğim aklıma gelmezdi ama şu an tek isteğim 163 olmak.
Ve sadece yukarıda koyduğum kadın yüzünden.
Onun boyu 163 çünkü.
Anneme ölçtürdüm (evimde de var kendi yaptığım ve baya baya kontrol ettiğim) 163,3 çıktı.
Ama güvenemiyorum. Ben ölçtüğümde 62-64 arası çıkıyor. Nereden bileceğim hangisi doğru?
Ben 3 yıl önce 20 kg verdim.
Ve vücudumu beğenmedim.
Şu an o verdiğim kiloları tekrar aldım ama benim vücut yapım bunu kaldırmıyor.
Hayatımda, çocukluğumda hiç kilolu olmadım ben.
Suratım kemikli değildir, vücudum kaslı değildir.
Kemiklerim kalındır sırf bu yüzden kiloyu biraz kaldırıyor ama kilo benim işim değil.
Ben çok az yemek yiyen bir insanım.
Küçükken "bir insan üzüntüsünden daha çok yemek yemeyi bırakır, üzüntü insana nasıl yemek yedirebilir ki?" diye düşünürdüm.Buna birinci elden bir cevap aldım maalesef.
Ben depresyon sahibi bir insanım, çok sıkılgan bir insanım.
Ve zamanımı evimde geçiren bir insanım. Nasıl yemek yemem sıkılınca?
Sırf o an bir şey yapayım diye yiyorum.
Onlar da yemek tarzı şeyler değil.
Daha çok içecekler, dondurmalar ve cipsler.
Tamamen atıştırma.
Yemek kesinlikle yiyemeyeceğim zaman,o an stresli olduğum zamanlardır.
Bir tek o zaman yiyemem ne yaparsam yapayım.
Herneyse.
Yukarıda ki kadını neredeyse 7 yıldır dinliyorum.
Bir gün yazlıkta elektrikler gitmişti. Bende o zamanlar ipod vardı ve bu kadının müziklerini indirip atmıştım ama hiç fırsatım olmamıştı dinlemeye o zamana kadar.
Elektrikler gidince de bunları dinlemeye başladım.
Sanırım ilk dinlediğim Misery Loves Company oldu.
Çok beğendim.
O zamandır dinlerim ve hala şarkıları bende eskimemiştir.
Bu resmini görünce şok oldum.
Çünkü ben 170den kısa (bir zamanlar 178di bu...) kadınların güzel olabileceğine inanmazdım.
Kadın 163. Ve bu vücut tamamen benim istediğim tarzda bir vücut. Tüm kalbimle beğendiğim.
163 olduğumu bilsem şu an başlarım diyete ama bir daha başarısızlık istemiyorum.
Bir insan kendini güzel hissetmek için kilo verir, sadece tartıda kendini azalıyor görmek için değil.
Anoreksik değilim.
Ama bu sefer başlarsam en fazla 45 en az 40'a kadar düşmek istiyorum.
Boyum için az sayılıyor ama bir düşün.
Mankenler en az 178 180.
Kiloları 60 falan mı sanıyorsunuz?
Kasia struss örneğin;
1.79cm ve 54 kilo.
25 fark var boyu ile kilosu arasında peki benim?
163 isem 38 kilo bile olabilirim bu hesaba göre..
Ama 163 olmak zorundayım.Hayatımda ilk defa kendi boyumda güzel olabileceğimi hissediyorum.
Hayatımda ilk defa kısa boyla rahat edebileceğimi hissettim.
İlk defa 173den kısa bir kadını beğendim.
Bunu kaybetmek istemiyorum.
Normalde uzun boylu kadınlar 180 gibi, 15den sonra en az 5 cm uzarlar.
Bunu 5 5 bölersem.
En az 1 cm daha uzamış olmalıyım 15den sonra.
Tek isteğim bu ondan sonra ruhum rahat etse yeter.
Bir haftadır buna çalışıyorum.
2 gün öncesine kadar kafamda bir savaş veriyordum.
Vazgeçebilmek için.
Cassie'den bile vazgeçtiğim için çok mutluyum.
Çünkü o 165di.
Şimdi onu da geçtim tek amacım bu kadını vücudum için ilham olarak alabilmek.
Yarım cm az olsun bile istemiyorum...
Lütfen en azından bu gerçekleşsin.
Lüften.